29 Aralık 2012 Cumartesi

Bahçe Düzenleme

BAHÇE DÜZENLEME 

Yaşadığımız çevre, hayatımızda büyük önem taşır. Bu yüzden önerilerimize kulak vermenizi tavsiye ediyoruz..

İç Mekan

Bitki bakımının ilk şartı, onu sevmektir. Bitkiler, bu sevgiyi ve ilgiyi hisseder; çiçek açarak ve sağlıklı büyüyerek bunu gösterirler. Bitki bakımında, bitkilerin genel ihtiyaçlarını bilmek ve doğru şekilde bu ihtiyaçlara cevap vermek gerekir.

Genel koşullar

İç mekan bitkilerinin genel yetişme koşulları şöyle sıralanabilir;

Sıcaklık

Bitkilerin büyüme ve gelişmeleri ile bulundukları yerlerin ısısı arasında sıkı bir ilişki vardır. Sıcaklığın yüksek veya alçak oluşu , metabolik olayları farklı yönlerde etkilediğinden, bitkilerin büyüme ve gelişmesi de farklı düzeylerde olur. Salon bitkileri yüksek sıcaklık sevenler, orta sıcaklık sevenler ve düşük sıcaklık sevenler diye üçe ayrılsalar da genel olarak 10°C altında zarar görmeye, 40°C derecenin üzerinde ise ölmeye başlarlar.

İç mekan bitkileri soba veya radyatör yanında bulundurulmayı sevmezler, çok az bitki çeşidi için bu bölgelerde bulundurulmak uygun olabilir. Öte yandan kışın, sıcaklığın düşük olduğu zamanlar pencere kenarında bulunan bitkiler zarar görebileceğinden ek ısıtma sistemleri kullanılmalı veya pencere camı ile bitkiler arasına gazete kağıtları gerilmelidir. Bunun yanında, bitkiler odanın daha ılık bir yerine de taşınabilir. Isıtıcılar devredeyse ortamın kuruluğunu kırmak için yapraklarına, tüysüler dışında, her gün su sıkmak gerekir. Bunu aksatmak, yaprak uçlarında ve kenarlarında yanmalara neden olur.

Işık

Bütün bitkiler özümleme yapabilmeleri, büyümeleri ve gelişmeleri için ışığa ihtiyaç duyarlar. Işığın miktarı da bitkiden bitkiye farklılık gösterir. Bazı bitkiler, yetersiz ışık koşullarına uyum gösterse de çoğu bitki en iyi şekilde ışıklandırılmış yerlere konulmalıdır. Işık isteğine göre bitkiler, güneşli, aydınlık,yarı gölge ve gölge isteyenler olarak sınıflanabilir. Işık gereksinimi bitkilere göre değişiklik gösterdiği gibi, bir bitkinin ışığa gereksinimi, farklı zamanlarda farklı düzeylerde olabilir. Bitkiler gelişme dönemlerinde bol ışığa, dinlenme dönemlerinde ise daha az ışığa gerek duyarlar.

Bitkiler yerlerine yerleştirildikten sonra, 15-20 günde bir kendi eksenleri etrafında çevrilmelidir. Böylece bitkinin her yönden eşit olarak ışık alması sağlanır.

Güneş ışığının yetersiz olduğu durumlarda yapay ışığa başvurulabilir. Sağlıklı bitki yetiştirmek için yaklaşık 12-16 saat yapay ışıklandırma yapmak gerekir. Bu işlem genellikle flüoresans tüplerle yapılır. Saksıların altına içi su dolu bir kap koymakla da bitkilerin yeterli nem ihtiyacı sağlanmış olur.

Su ve nem

Su ve nem her canlının olduğu gibi bitkinin de hayat kaynağıdır. Bitkiler, kökleriyle sudaki erimiş besin tuzlarını alırlar. Su, besin maddelerinin işlenerek toprak üstü bitkisel organlara, çiçek ve meyvelere taşınmalarını sağlar. Bitkiler, besinlerini alınca terler ve su buharını havaya geri verir. Kışın bitkilerin terleme hızları düşük olduğundan, suya daha az gereksinim duyarlar.

Sulama, saksının altından su çıkana kadar sürmelidir; daha önce de belirtildiği gibi, su ihtiyaçları değiştiğinden sulama aralıkları kesinlikle toprağın kuruluğu kontrol edilerek belirlenmelidir. ,

Toprak 


Saksı toprağının temel görevi, bitkiye destek olmak, su, hava ve besin maddesi sağlamaktır. Bitkilerin türlere göre toprak istekleri farklılaşsa da, hepsi zamanı gelince topraklarının yenilenmesini, iyileştirilmesini ve zenginleşmesini isterler. Çiçekli ve yeşil bitkiler gelişme zamanlarında, ilkbahar ve sonbaharda, suni gübrelerle takviye edilirlerse daha sağlıklı olarak büyür ve bol çiçek açarlar.


18 Aralık 2012 Salı

Gübreler..


GÜBRELER

1.HAVADAN VE SUDAN ALINAN ESAS ELEMENTLER:
           Oksıjen (%21) ,azot (%78-79) ve karbondıoksıt (%0,03)

2.TOPRAKTAN ALINAN ESAS ELEMENTLER:
           Makro ve mikro elementler.

            MAKRO ELEMENTLER

1.NİTROJEN (AZOT) :
    Azot eksıklıgı gorulen topraklarda yetısen bıtkıler genellıkle normal buyuyemez,yapraklar kucuk,sarı veya sarımtrak yesıl olur alt veya yaslı yapraklar kuruyarak ölür. Kök sıstemı kücük kalır,cıceklenme normal olmaz. Tane ıyı ve dolgun olmaz. Tanede ve yapraklarda proteın mıktarı duser.
    azotun fazlalıgında vegatatıf aksam asırı buyur,mekanık zararlara ve hastalıklara elverıslı ,gevrek ve sulu dokular meydana gelir. Sap oranı arttıgından tane mıktarı ve kalıte duser,olgunlasma gecıkır. Tahıllarda yatmaya neden olur.
       
     NOT! Azotun fazlalıgından kaynaklanan olumsuzluklar ancak uygun mıktarlarda fosfor ve potasyum ıle dıger elementlerın verılmesı halınde hızlı buyume ve bol verıme donusebılır.

2.FOSFOR:
    Fosfor eksıklıgınde kök gelısımı tam olmaz,kok sıstemı zayıf gelıstıgınden verım azalır. Yaprak rengi mavimtrak,yesil veya kırmızıya calan morumsu bır renk alır,olgunlasma gecıkır. Bıtkıler normal buyumez ve bodur kalır.
    Fosforn fazlalıgında urun mıktarı duser,olgunlasmayı hızlandırdıgından vegatatıf buyume azalır.

3.POTASYUM:
   Potasyum noksanlıgında baklagıllerde yavas buyume,yapraklarında tepeye yakın yerlerde beyaz lekeler meydana gelir. Mısırlarda ve patateslerde buyume yavaslar. Potasyum noksanlıgı demır noksanlıgının cıkmasına neden olur.
   Potasyum bıtkılerde kok gelısımını saglar.bıtkılerın hastalıklara dayanıklılıgını arttırır. Meyvelerın dayanıklılıgını renk,tat,koku gıbı öz. Düzeltır . tahıl saplarının sertlesmesını saglayarak fazla azottan kaynaklanan yatmayı önler. Fazla fosfordan olusan erken olgunlasmayı normale cevırır.
   Fazla potasyum N ve Mg alımlarını onler.

4.KALSİYUM:
    Kalsıyum,yaprak ve sapların dayanıklılıgını arttırır. Toksıt maddelerın cokelmesınde regulatör gorevı yapar. Hucre bolunmesınde ve tohum cımlenme oranının artmasında rol oynar.
     Kalsiyum fazlalıgında ozellıkle kalsıyum karbonat,demır,fosfor ve dıger bazı elementelrı alınamaz hale getırebılır.
     Kalsıyum noksanlıgında yapraklar (ozellıkle genc yapraklar) uc kenar kısımlarında kurur ve yırtılır. Uctakı tomurcuklar ölür,gelisme zayıftır.

5.MAGNEZYUM:
    Magnezyum tohumlarda bol mıktarda bulunur. Karbonhıdrat,proteın,vıtamın ve yag olusumu ıcın onemlıdır. Magnezyum fosforun alınmasını hızlandırır.
    Magnezyum noksanlıgında yapraklar renk kaybeder,sararır. Yapraklar beyaz renk alıp,yaprak sapı incelmektedir. Cıcek olusumu azalmakta,kok kısa kalmaktadır.
     Mg noksanlıgında amonyum gubrelemsı yapılmaktadır.

6.KÜKÜRT:
     Kukurt eksıklıgınde bıktı yavas gelısır. Kukurt noksanlıgında azot eksıklıgınde oldugu gıbı bitkilerde yavas buyume sarımsı yesıl renk gorulur. Urunun proteın mıktarı duser. Gelısme zayıf kok rengı beyazdır.
     Kukurt fazlalılıgında ,yapraklar beyazlasır. Yaslı yapraklarda kırmızı-mor benekler olusur.
     Kukurt klorofılın olusması ıcın gereklıdır. Kok buyumesını ve baklagıllerde nodul durumunu hızlandırır.


              MİKRO ELEMENTLER

1.DEMİR:
     Fe noksanlıgında genc yapraklarda sararma görülür. Be belırtılere KLOROZ denır.
     Demır noksanlıgında klorofıl ıyı olusmadıgı ıcın yapraklar acık sarı renk alır. Demır noksanlıgı yapraklara veya dogrudan dogruya ferrısulfat vermek suretıyle önlenebılır.
     Demır fazlalılıgı mangan noksanlıgına sebep olarak fosfor noksanlıgındakı arazlar ortaya cıkar.

2.MANGANEZ:
     Manganezın toprakta az bulunmasıda cok bulunmasıda zararlıdır. Mn cok oluncada bıtkıler kloroz arazı gosterır. Az bulununcada yaprak damarları arasında klorofılsız benekler meydana gelır.
     Manganez noksanlıgında bırcok bıktı bodur kalır. Asırı manganez eksıklıklerı agacların olumune ve dıger mahsullerın verımının dusmesıne neden olur.
     Cıftlık gubresı kullanılan topraklarda Mn noksanlıgı gorulmez.

NOT! Mn noksanlıgını gıdermek ıcın bıtkılerın yapraklarına % 0,2-0,5lık manganezsulfat MNSO4 erıyıgı puskurtulur. Topraga verılecekse capa bıtkılerınde dekara 5-10, meyve agaclarında ıse 20 kg kullanılır.

3.BAKIR:
    Bakır eksıklıgı,bıktı gelısmesını aksatır. Bakır eksıklıgıne özellıkle cok kumlu topraklarda yetıstırılen meyve agacları  ve sebzelerde rastalanmaktadır. Eksıklıgınde ılerı durumlarda yapraklar dokulup,dallar kurumaktadır.
     Bakır eksıklıgı gorulen sahalara bakırsulfat verılmelıdır. Dekara 1-10 kg arasında verılmelıdır.
     Toprakta bakırın fazla bulunması,bıtkılere zehır etkısı yapar. Fe alınmasını guclestırır.

4.ÇİNKO:
     Kuvars,kumtası gıbı sılıslı kayalardan meydana gelmıs  olan topraklarda cınko eksıklıgı gorulmektedır.
     Cınko eksıklıgı kıraz,erık,kayısı,seftali ve özellikle narencıyede yaprakların kucuk kalmasına neden olur.
     Yapraklar yesıl veya sarı renkte olmayıp daha cok acık ten rengınde veya soluk kahverengı bır renk alır. Cevız agaclarının yapraklarında sararmaya neden olur.
     Cınko eksıklıgı cıftlık gubresı veya organık atıklar verılerek gıderılebılır.

5.BOR:
    Bor eksıklıgınde meyve agaclarının kabukları curumekte recıne zamk tesekkul etmektedır.cıcek ve meyce tesekkulunde anormal durumlar meydana gelmektedır. Surgun ucları kurumakta ve bıtkı buyumeden kalır. Yumrulu bıtkılerde yarılmalar ve curumeler olmaktadır.
    Bor noksanlıgına asıt kumlu toraklarda rastlanır.
    Bor eksıklıgını gıdermek ıcın dekara 1,5-2 boraks kafı gelır. Fazla kıreclı topraklara 10 kg veya daha fazla vermek gerekır.
NOT! Kurak bolgelerde bor fazlalıgı bıtkılere zehır tesırı yapar.

6.MOLIBDEN:
    Bıtkıler tarafından en az alınan mıkro elementtır.
    Baklagıl bıtkılerının koklerınde azot tespıt eden bakterılerın faalıyetlerını arttırır ve bunların yayılmasına yardım eder.
    Mo eksıklıgınde baklagıllerde nodül olusumu az olur. Narencıye yapraklarında sarı leke hastalıgı gorulur.
    Molıbden noksanlıgını gıdermek ıcın bıtkılere dekara 250 gr. Kadar sodyum molıbdat cözeltısı puskurtulur.

7.KLOR:
    Klora fazla ıhtıyac duyan bıtkıler marul,domates,lahana,seker pancarı ve yoncadır.
    Klor toprakta fazla bulunan bır elementtır. Bırcok gubre bol mıktarda klor ıcerır.


                      İSLETME GÜBRELERİ

Ahır gubresı,yesıl gubre,kent artıgı gubreler,kompostlar,et kombınası gubreler (kemık unu,kan tozu,boynuz ve tırnak tozu) ve guanalar.

1.AHIR GUBRESI:
     Ahır gubresının topraga verılmesı sonucu topragın su tutma kapasıtesı artar,gecırgenlıgı olumlu yonde etkıler.
     Ahır gubrelerının uygulandıgı topraklar kolay tava gelır ve ıslenmesı kolaylasır.

NOT! Koyun ve tavuktan elde edılen ahır gubrelerının besın maddesı kapsamı,sıgır ve beygırden elde edılen gubrelere oranla daha yuksektır.
NOT! Genc hayvanların gubrelerı azot,fosfor,potasyum ve kalsıyum gıbı bıktı maddelrı acısından,yaslı hayvanlardan elde edılen gubrelere gore daha dusuktur.

2.YESİL GÜBRE:
     Yesıl gubre baklagıl cınsı bıtkılerden secılır. Baklagıller havanın azotundan yararlanarak,koklerınde azot depolayan ve topragın azotca zengınlesmesını saglayan bıtkılerdır.
            
                 TİCARET GUBRELERI

Azotlu,fosforlu,potasyumlu ve kompoze gubreler.

1.AZOTLU GUBRELER:
     Amonyum sulfat,amonyum nıtrat ve üre.
    
     A: AMONYUM SULFAT:
     Amonyum sulfat ,beyaz renklıdır. Kımı zaman acık yesıl,acık mavı veya grımsı yesıl renklıde olabılır.
      %21 azot ( N ) bulunan amonyum sulfat,asıt reaksıyonlu topraklarda uzun sure kullanılırsa asıtlenme yapabılır. Bu nedenle amonyumsulfat yerıne amonyum nıtrat kullanılmalıdır.

     B: AMONYUM NITRAT:
     Amonyum nıtrat,kırec ıhtıva eder ve 100 kılosunda 20 ıle 26 kg arasında azot vardır.

     C: ÜRE:
     İcerısınde en fazla azot bulunduran gübredir.
     100 kg da 45-46 kılo saf azot bulunur. Suda tamamen erır,beyaz renklı ve yuvarlak tanelıdır.
     Üre butun bıtkılere rahatlıkla uygulanır.


2. POTASYUMLU GUBRELER
     Potasyum sulfat ve potasyum nıtrattır.
     Potasyum nıtrat %46 oranında potasyum ıcerır.
     Potasyum sulfat  %48-52 oranında potasyum bıktı besın maddesı ıcerır.

3.FOSFORLU GUBRELER:
     Süperfosfat ve trıple super fosfat
     Süperfosfat ,acık grı veya boz renklı olan süperfosfat ıcerısınde %16-18 oranında suda erıyebılen fosfor asıdı vardır.
     Icerısınde SO4 vardır.
     Trıplesuperfosfatın 100 kg.da 43-46 arasında fosfor asıdı vardır.
     %42-44 P2O5

4.KOMPOZE GÜBRELER:
     Kompoze gübrelerın ıcerısınde azot-fosfor-potasyum bulunur.

Dıamonyum fosfat:  dıamonyum fosfat 20-20-0 , 26-13-0 ve 15-15-15 terkıbındedır.

Sulama sisteminde kullanılacak malzemeler..


SULAMA SISTEMINDE  KULLANILACAK MALZEMELER

*Yağmurlama (sprinkler) sulama sisteminde genellikle PE ve PVC borular
kullanılır. PVC ve PE boruların su taşıma kapasiteleri, aynı çapta PE
boru et kalınlıklarının PVC'e göre kalın olması nedeniyle farklıdır.
Boru seçiminde bu özelliğin göz önüne alınması gereklidir. Sprinkler
veya pop-up sulama sistemlerinde PE boruların kullanılması oldukça
yaygındır. PVC ve PE boruları arasındaki küçük fark; boru et
kalınlığının PVC'e göre daha fazla olmasından dolayı aynı çaplı
boruların debilerinin farklı olması ve bazı fittingslerin PVC'de
kullanılmamasıdır. PE borular sert ve yumuşak olarak iki yapıda üretilir.
Sprinkler sulama sistemlerinde yumuşak PE borular kullanılır. PE boruların
sprinkler sulama sistemlerinde kullanılmasında PVC'e göre diğer bir fark, PE
boru ve ek parça fiyatlarının daha yüksek olması, boru et kalınlığından
kaynaklanan, kapasitenin daha az oluşu nedeniyle aynı düzeydeki debi için
bir üst çapın kullanılması zorunluluğu güç ünitesinin de büyümesini
gerektireceğinden sisteme maliyeti daha yüksek olacaktır. PE boruların
kangal halinde olması, boru hattının montajında bir avantaj olarak kabul
edilebilir. PE boru PVC'e göre daha az kırılgandır. Ancak bu avantaj
boruların toprak üstünde kullanılmasında daha çok geçerlidir. Toprak
altında PVC boruların bir darbe nedeniyle kırılması zor bir olasılıktır.

*Hidrosiklon: Dağınık katı maddelerin özellikle kum sudan ayrılması
için kullanılan ayırıcılardır.
*Damlatıcılar: Damlatıcılar, plastik
bir maddeden yapılmış, lateraller boyunca aralıklı yerleştirilmiş ve
düşük basınçla düşük akış hızı uygulayan su kaynağı
noktalarıdır. Damlatıcılar arasındaki ve boruların birbirlerinden
uzaklıkları; damlatıcının debisine, toprak türüne ve bitki çeşidine
göre düzenlenir. Damlatıcılar ağaç, ağaççık ve çalı gruplarının
çevresine yerleştirilir.
*Emme Borusu: Emme borusu, genellikle iki lastik
arasında veya borunun iç yüzünde spiral çelik tel bulunan bir tip borudur.
Pompaların en çok emiş derinliği 7 m olduğu için emme borusunun uzunluğu
bundan fazla olamaz.
*Klepe: Eğer emme borusu doğruca su kaynağı içerisine
bırakılacak ise su içindeki ucuna bir klepe takılır. Klepenin görevi,
pompanın çalışması sona erdiğinde emme borusu içindeki suyun tekrar
depoya yada su kaynağına boşalmasını önlemektir.
*Pompa Basma
Çıkışı: Emme çıkışı flanş bağlantılı olduğuna göre, pompa basma
çıkışı da flanşlı olacaktır. Bunun için bir adaptör gerekecektir.
Böylece popma basma çıkışı boş kısmı lastik contalı olan 90
çapındaki PVC boruya bağlanabilecektir. 
*Güç Ünitesi: Akaryakıtla çalışan bir pompa olabileceği gibi aynı karakteristikleri taşıyan bir
hidroforda olabilir.
*Lateral Borular: Pop-up konumları ve miktarı göz
önüne alınarak sulama alanında konumlandırılan lateral boruların
miktarı, boru boylarının 6 m olması nedeniyle 6'ın katları olan
uzunlukların yazılması gerekir. Örneğin; projede 16 m olan bir PVC boru
listesinde 18 m olarak yazılmalıdır.
*Fittingsler (Ek Parçalar): Sistemi
oluşturan ünitelerin birbirine bağlanmasını sağlayan parçalardır.
 *Redüksiyon: Büyük çaplı boruların daha küçük çaplı borularla
birleşmesinin redüksiyon sağlar.
*Filtre: Sulama suyunun temiz olmaması durumunda fitre kullanılır. Pop-up'larda filtre bulunuyorsa da bu yeterli değildir. Ve kısa aralıklarla temizlenmesi gerekmektedir. Temiz olmayan kaynakların suyu ile temiz sulama yapılmak zorunda kalındığında kesinlikle sisteme bir filtre ünitesi bağlanması gerekmektedir.
 *Çekvalf: Sulamanın sona ermesiyle bir süre daha borulardan akan su; özellikle eğimli alanlarda
pop-up'lardan akmasıyla devam eden ve pop-up çevresinde su göllenmelerine
neden olur. Bu nedenle pop-up'ların gövdelerine çekvalflar yerleştirilir.
Ancak bu çekvalflar, su akış hızının fazla olduğu boru hatlarındaki
suyun akmasını önlemekte etkisiz kalırlar. Çünkü çekvalflar belirli bir
basınçta ve hızdaki suyun pop-up'a girmesini önleyebilirler. 
*Basınç Düşürücü (Ayarlayıcı): Daha çok damlama sulama sistemlerinde,
damlatıcıların çok düşük basınçla çalışması gerektiği için su
iletim boru hatlarının son kısmında kullanılır. Ancak, sulama alanının
çok eğimli olması ve su kaynağının çok yüksekte bulunması yanında
boruların eğim doğrultusunda konumlandırılması durumunda eğimden dolayı
gereğinden fazla, hatta bazen boruları patlatacak düzeye ulaşan basıncın
meydana gelmesinin önlenmesi için boru hattında basınç düşürücü
ünitesi kullanılması gerekir.
*Otomatik Kontrol Merkezleri: Genellikle pompa
dairesinde bir duvara monte edilir ve bir yönden elektrik enerji kaynağına,
diğer yönden 2.5- 4.0 mm. kablolar ile soleneid vanalara bağlanır. Bunların
bina içerisinde ve dışarısında çalışan çeşitli tipleri vardır.
Belleklerindeki bilgileri uzun süre saklama, hem otomatik hem de elle kumanda
edilme gibi özellikleri vardır. Tablolarında, sulama istasyonu sayısı
kadar, sulamanın zamanını, süresini, miktarını, aralığını ve
derinliğini ayarlamaya yarayan kontrol elemanları bulunur. 
*Soleneid vanalar:Sistemde boru hatları üzerinde yer alan soleneid vanalar, boru çaplarına
göre çeşitli tiplerde üretilmektedir. Birer elektrik kablosu ile ayrı ayrı
kontrol merkezine bağlanan vanalar, merkezden aldıkları komuta göre
açılıp kapandıkları gibi el ile de açılıp kapatılabilirler.
*Kablolar:kablolar soleneid vanaların kontrol merkezine uzaklıklarına göre, boru
hatları boyunca uzanırlar. Taşıyacakları yük uzaklığına göre farklı
olacağından 100 m'e kadar olan uzaklıklara 25 mm. NNY kablolar, 100 m'nin
üstündekiler için 4 mm NNY kabloları kullanılır.

SONUÇ:
Verilen bilgiler ışığında kent içindeki yeşil alanların sulaması için
yapılacak sulama projesinin araziye aplikasyonunu gerçekleştirmek için:

*Sistemi oluşturan ünitelerin sulama alanındaki uygulamasını engelleyecek
yada bir değişimi gerektirecek hususların olup olmadığı tespit
edilmelidir.
*Su kaynağının yeri ve kapasitesi açısından projedeki
verilere uyumu kontrol edilmelidir.
*Boru hatlarının geçeceği doğrultu
üzerinde kanal açılması ve boruların montajını engelleyecek sert zemin
veya diğer yapıların bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. 
*Springler veya pop-up'ların konumlandırılmasında sorun yaratacak etkilerin varlığı
araştırılmalıdır. 
*Ana borunun güç ünitesine bağlanması ile ilgili koşulların elverişli olup olmadığı tespit edilmelidir.
*Sisteme yardımcı olarak bağlanacak ünitelerin durumu kontrol edilmelidir. 
*Hem yağmurlama sulama hem de damlama sulama sistemi için öncelikle su gereksinimi
uygulama aralıklarının değerlendirilmesi yapılmalıdır.
*İşletme basınçları, debileri ve aralıkları ile sulama süreleri günlük uygulama
sayılarına göre springler yada damlatıcıların seçimi yapılmalıdır.
*Sulama alanının durumuna ve sulama sırasına göre sistemdeki boşaltım
yükü günlük olarak planlanıp; hidrolik ekonomisinin analizi
yapılmalıdır.
*Son kez projeye bakıp revize edilmesi gereken noktalar varsa
revizesi yapılmalıdır.

Sulama projesi hazırlamadan önce bilinmesi gerekenler..


SULAMA PROJESI HAZıRLANMADAN ÖNCE BILINMESI GEREKENLER

1.Vaziyet Planı: Sulama projesi yapılacak alanın ölçekli bir vaziyet
planının olması gerekmektedir. Eğer bu plan mevcut değilse uygulamacı
tarafından plan hazırlanmak zorundadır. Vaziyet planı mevcut binanın,
yolların, sert zeminin varsa çocuk oyun alanı ve spor alanının, kamelyanın
yerini gösteren bir plandır. Sulama alanındaki bina, yollar ve sert
zeminlerin saptanması sulamada istenmeyen bazı durumların meydana gelmesini
önleyecektir. Bu nedenle binaların, yolların ve sert zeminin ıslanmasını
önlemek için sulama elemanlarının konumlarına özen gösterilmesi
gereklidir. Eğer proje alanı eğimli ise kot farklarını, eğimini ve sulama
sisteminin kurulmasını engelleyici yapıların varlığının da tespit
edilmesi gereklidir. Bunun için altyapı projesinin de incelenmesi
gerekmektedir.

2.Bitkisel Tasarım Projesi: Bitkisel tasarım projesinde
kullanılacak bitkilerin türü ve konumlarının, sulama suyu gereksinimi,
sulama zamanı, süresi ve derinliği için olduğu kadar sulama elemanlarının
sistemdeki konumunun düzenlenmesi içinde önemi vardır. Önüne bir ağacın
veya bir çalı grubunun konulması durumunda, özellikle bitki boylarının
yükselmesiyle bu konumdaki bir sulama elemanının etkin çalışma yapması
beklenemez. Bu nedenle bitkisel tasarım projesi ile sulama projesinin uyumlu ve
bir paralelliği olmalıdır.

3.İklim: Proje alanının hangi iklim
kuşağında olduğu önemlidir. Yıllık yağış zamanı ve miktarları ile bu
yağışların minimum ve maksimum dönemleri, rüzgarın hızı ve yönü,
ısının en düşük ve en yüksek olduğu dönemler saptanmalıdır.

4.ToprakYapısı: Sulanacak alanın toprak türünün tespit edilmesi gereklidir. Kil
oranı yüksek toprak mevcut ise bu geçirimsiz demektir. Bu tür bahçelerde
sulama sistemi kurulmadan önce drenaj sisteminin kurulması zorunludur. Eğer
böyle bahçelerde drenaj yapılmamış ise bitki kökleri çürüyerek
ölecektir.

5.Su Kaynağı ve Su Kalitesi: Su kaynağının yeri, cinsi ve
kapasitesi kadar suyun kalitesi de önem taşımaktadır. İçerisinde sulama
ünitelerini tıkayacak boyutta yabancı maddelerin bulunduğu suyun
kullanılmasından kaçınmak yada sistemi filtre ile donatmak gereklidir. Suyun
içerdiği tuz, kalsiyum, kükürt vb. maddelerin normal ölçülerden fazla
olması durumunda da bitkiler zarar göreceğinden suyun analizi üzerinde
durulmalıdır.
Beş ana başlık halinde verilen bilgilerin ışığı altında proje
alanının su gereksinimi saptanıp; tüm verilere uygun sulama elemanlarının
seçimi yapılmalıdır. En pratik yöntem olarak; sulanacak alandaki bina, yol
ve diğer sert zeminler ve alt yapıların arasında kalan parsellerin
şekillerine uyum sağlayacak su fırlatma uzaklığı olan, toprak, iklim,
topoğrafik durum ve bitki türlerine uygun springler veya pop-up vb. sulama
elemanlarının seçilmesidir. Sulama elemanlarının su fırlatma
uzaklıklarına göre parseller üzerinde konumları saptanır. Sulama
elemanlarının aralarındaki uzaklığın, sulama çapının en az %60'ını
kaplayacak şekilde ayarlanmasına çalışılmalıdır. Sulama elemanları,
üçgen veya eşkenar dörtgen olarak konumlandırılır. Konumlandırma
yapılırken; bina, sosyal tesis ve yoların ıslanmamasına özen
gösterilmelidir.

Sulama sistemi tipleri


SULAMA SİSTEMİ TİPLERİ
Kent içindeki yeşil alan tiplerine göre sulama sistemi üç gruba
ayrılmaktadır. Damlama sulama sistemi, yağmurlama sulama sistemi ve elle
sulamadır.

1.Damlama Sulama Sistemi
İlk zamanlarda tarımsal endüstriye hizmet etmek için geliştirilmiş
bulunan damlama sulama bugün kent içindeki yeşil alanların sulanmasında
kullanılmaktadır. Ağaç, ağaççık, meyve ağaçları ve çalı
gruplarının sulanması bakımından önemli bir yere sahiptir. Son 5-10 yıl
içinde kentsel alanlarda süs bitkileri, yer örtücüler ve çiçek
parterlerinin sulanmasında da başarıyla kullanılmaktadır. Damlama sulama
sistemi ile sulama, en ekonomik su ve sulama zamanı kullanımı sağlar. Bu
sistem, yüzeysel akışa meydan verilmeden ve buharlaşma ile su kaybına yol
açıl sulama, en ekonomik su ve sulama zamanı kullanımı sağlar. Bu sistem,
yüzeysel akışa meydan verilmeden ve buharlaşma ile su kaybına yol
açılmadan sulamayı gerçekleştirdiği için mükemmel sulama biçimidir.
Erozyonun sorun olduğu yamaçlar ve karmaşık bitkilendirmeler  içinde
damlama sistemi en uygun sistemdir. Bu tip sulamada toprak sürekli olarak
nispeten, nemli, bitki yaprakları ıslanmadığından külleme denilen bitki
hastalığı da olmayacaktır. Aynı zamanda toprak sadece damlama başlıkları
çevresinde ıslandığı için yabani ot büyümesi az olacaktır. Damlama
sulamada sistemin çalıştırılması kolay, yatırım maliyeti ve işçilik
giderleri düşüktür. Suyun ve su ile birlikte gübrenin istenilen miktar ve
zamanda dengeli bir şekilde bitkiye verilebilmesi yüzünden su ve gübreden en
üst düzeyde yararlanma söz konusudur. Damlama sulama esnektir. Bu esneklik
peyzaj endüstrisi için bir üstünlüktür. Çünkü bitki olgunlaştıkça
sisteme yeni emitör ya da damlalıkların eklenmesi mümkündür.

2.Yağmurlama Sulama Sistemi
Çim ve yer örtücü gibi bitkisel peyzaj elemanları ile kaplı alanların
sulanmasında kullanılır. Püskürtür yada sprey başlıklı sistemlerin çok
yönlülüğü, bu sistemlerin her tip alanda yoğun bir şekilde kullanma
nedeninin en belirgin açıklamasıdır. Masraflı olmasına rağmen,
otomasyonda, verimlilikte, rahatlıkta, işçilik tasarrufunda ve estetik
değerde en yüksek faydayı sağlaması yüzünden bunlar en çok kullanılan
yağmurlama sistemini oluşturur. Döner başlıklı yağmurlama sistemleri,
püskürtür başlıklı sistemlere göre daha az masraflı olduğundan, toplu
konut bahçelerinde, semt ve şehir parklarında , spor oyun alanları ve golf
alanlarında, resmi binalar, fabrikalar vb. gibi büyük ölçekli projelerde
oldukça idealdir. Bu proje alanları, genel olarak yaya yolları, binalar vs.
ile fazla bölünmemiş olmalıdır.
Günümüzde, ekonomi sağlamak yada birim zamanda daha az su harcamak
düşüncesiyle daha küçük alanlarda da döner yağmurlama başlıkları
kullanılmaktadır. Ancak böyle alanlarda bu başlıkların binaları, sert
zeminleri ve komşu arsaları ıslatmak gibi sakıncaları nedeniyle ıslatma
alanı içinde tam randımanlı sulama yapılması genellikle mümkün
değildir. Çünkü, bir döner yağmurlama başlığının ıslatma alanı
çapı yaklaşık olarak 12 m ile 60 m arasında değişmektedir. Aynı sulama
alanında püskürtür başlıklı ve döner başlıklı yağmurlama sistemleri
birlikte kullanılmamalıdır; aksi takdirde dengesiz bir sulama yapılmış
olacaktır.

Damlama sulama ve yağmurlama sulama sistemi kurulurken dikkat edilecek en
önemli husus; bu iki farklı tipteki sulama sistemlerini aynı dağıtım
ağına bağlı olarak çalıştırmamak gerekir; çünkü bunların çalışma
basınçları ve sulama süreleri birbirinden oldukça farklıdır.
*Elle Sulama. Kent içindeki yeşil alanların ilk basamağını oluşturan
bina düzeyindeki yeşil alanların sulanmasında elle sulama kullanılabilinir.
Ev bahçesinin küçük olduğu ve ev sahibinin bahçe bakımı ile bizzat
kendisinin ilgilenmek istediği zamanlarda zevkli ve dinlendirici bir uğraş da
olabilir. Elle sulama, ya delikli teneke kova yada sulama hortumu kullanılarak
yapılır. Delikli kova ile sulama özellikle fide yastıkları gibi özen
isteyen yerler için uygundur. Hortumla sulama, çim ile kaplı alanlarda
belirli aralıklarla dağıtılmış, döşenmiş bir musluk ağını
gerektirir. Musluğa takılan sulama hortumu doğrudan doğruya elle veya
ayaklı yada el fıskiyeleri ile birlikte kullanılır. Ancak, büyük alanlarda
hortum ve fıskiyelerin bir yerden bir yere taşınması hafta içinde saatleri
alabilmektedir. Ayrıca bu biçim sulama görsel olarak da pek estetik
değildir. Yoğun insan gücü kullanımını gerektiren elle sulamada tesis
masrafı düşük, işletme masrafı yüksek ve aynı zamanda sulama işi de
çok yorucu ve zaman alıcı olduğu için geniş mekanlarda tercih edilmemelidir.

Sulamanın yeterli olup olmadığını anlamanın yolları..


Sulamanın Yeterli  Olup Olmadığını Anlamanın Yolları

*Bitkilerin kök zonundaki su mevcudunun yaklaşık olarak yarıya inmesi hali,
bitkinin en uygun sulama zamanının göstergesidir. Yapılan sulamanın
yeterliliğini anlamak, sulamadan birkaç saat sonra toprak da bir çukur
açarak doygun zon derinliğini kontrol etmekle mümkündür. Eğer kök zonunun
altındaki toprak doygunsa, bitki yeteri ölçüde sulanmış demektir. Genel
bir kural olarak; çim, mevsimlik çiçekler ve yer örtücüler için kök zonu
derinliği 30 cm, ağaç, ağaççık ve çalılar için ise 120 cm kabul
edilebilir.

*Sağlıklı yeşil yapraklara ve normal büyüme hızına sahip
olan bitkiler ihtiyaç duydukları suyu yeterli miktarda almış demektirler.
Eğer yeterli miktarda sulama yapılmamış ise bitkilerde yapraklar solmaya ve
bozulmaya başlar. Büyüme çok yavaşlar ve durur. Çiçekler hızla solar ve
erken dökülür. Yaşlı yapraklar kahverengileşir, kurur ve düşer.

*Aynı zamanda bir bitkinin su gereksinimi, bitki boyutları ve onun su tutma
kapasitesi ile ilgilidir. Örneğin, susuzluğa dayanıklı veya rüzgarlı
yerlere özgü bitkiler, suyunu korumak için özel bir yapıya sahiptir. Böyle
bitkiler genellikle küçük ve etli yapraklıdır.

Sulama yapabilmek için bilinmesi gereken noktalar..


Kent İçindeki Yeşil Alanlarda  Düzenli ve Yeterli Sulama Yapabilmek İçin
Bilinmesi Gereken  Noktalar
Kent içindeki  yeşil alanlarda düzenli ve yeterli sulama yapabilmek için
toprak koşulları, iklim faktörleri ve bitki özelliklerini bilmek
gerekmektedir.
1.Toprak Koşulları: Toprak, sulama sisteminin planlanması bakımından
yaşamsal önemde iki özelliğe sahiptir; bunlar, toprağın su alma hızı
yada infiltrasyon nispeti ve tarla kapasitesidir. Su alma hızı herhangi bir
toprağın birim zamanda birim alanından aldığı veya emdiği su miktarını;
tarla kapasitesi ise toprağın serbest drenaj koşullarında fazla suyun
yerçekimi kuvveti etkisiyle drene olmasından sonra toprak tarafından tutulan
su hacmini ifade eder. Toprak yapısı olarak konuya yaklaştığımız zaman
ise; kum oranı yüksek topraklar büyük gözeneklere sahip olduğundan hızla
kurur. Bu tip topraklar çok sık sulamaya gereksinim gösterir. Kil oranı
yüksek topraklar küçük gözeneklere sahip olduğundan daha yavaş kururlar.
En uygun toprak türü, büyük ve küçük gözenekli toprakların yani kum ve
kilin karışımından oluşan toprak dır. Bu türdeki toprak da, küçük
gözenekler suyu tutarken, büyük gözenekler sulamadan sonra yeterli havanın
toprağa girmesine yardımcı olur. Eğer uygulama yapılacak alandaki toprak
ideal koşulları sağlamıyorsa, toprak ıslahı yapmak gerekmektedir. Toprak
ıslahını, mevcut toprağa organik madde katarak sağlamak mümkündür.
Böylece elde edilecek karışım, toprağın su tutma kapasitesini arttırarak
iyi bir drenaja ve havalandırmaya imkan verecektir. Toprak ıslahını yaparken
kullanılan organik madde, kumlu topraklarda suyu tutar; killi topraklarda ise
havalandırmayı arttırır.
2.İklim Faktörleri: Nemlilik, sıcaklık, rüzgar
ve gün uzunluğu gibi iklimsel özellikler bitkinin su ihtiyacını
etkiler.Nitekim sıcak, kurak ve rüzgarlı havada bitkiler yapraklarını
canlı tutmak için fazla miktarda suya ihtiyaç duyarlar.Aynı zamanda,
kışın, soğuk ve şiddetli rüzgarların yol açtığı düşük nemlilik
bile bitki yapraklarının kurumasına ve kavrulmasına neden olur.
3.Bitki Özellikleri: Bitki türleri, büyüme periyotları esnasında beslenmelerini ve
hayatiyetlerini sürdürebilmek için gereksinim duydukları su miktarı yada
tüketiminin belirlenmesi amacıyla değerlendirilmelidir. Su tüketimi, bitki
yapraklarındaki terleme ve toprak yüzeyindeki buharlaşma miktarı ile
ölçülür. Bu, bitkinin normal buharlaşma ve terleme sonucunda tükettiği su
miktarıdır. Bu su tüketimi miktarı mevsimden mevsime büyük ölçüde
değiştiği gibi bitki tipleri itibariyle de farklılık gösterir.

9 Aralık 2012 Pazar

Erozyonla ilgili basit bir deney.


Erozyonla ilgili basit bir deney.

Ağacın toprağı tutması, köklerin yağmur suyunu temizlemesi gibi doğa harikalarına basit ama müthiş bir örnek bu fotoğrafta gö...
rünüyor.

Birinci bidonda çim ekili
İkincisinde sadece kurumuş yapraklar ve bazı kökler var
Üçüncüsü kuru toprak

Eğer temiz su içmek istiyorsak, temiz hava solumak istiyorsak ağaçlara muhtacız.

Eğer ağaçlar ölürse bizde ölürüz unutmayın...

2 Aralık 2012 Pazar

TEMA Zaman kapsülüyle siz de gelecege mesaj gönderin.



TEMA Zaman Kapsülüyle Geleceğe Mesaj Gönderin
20. yaşını kutlayan TEMA Vakfı, Twitter’dan gönderilecek “Gelecekte TEMA” mesajlarını 20 yıl saklayacak Zaman Kapsülü uygulaması başlattı. Vakfın sosyal medya takipçilerinin mesajları, TEMA Zaman Kapsülü’nde 20 yıl boyunca okunmadan saklanacak. TEMA Zaman Kapsülü ile geleceğe gönderilen mesajlar, Vakfın 40’ncı kuruluş yıldönümü olan 2032 yılında törenle açılacak ve kamuoyu ile paylaşılacak.
Neden TEMA Zaman Kapsülüne Mesaj Yazmalısınız?
Doğal varlıklarımız hiç olmadığı kadar hızlı bir tükenişe doğru gidiyor. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, erozyonla kaybettiğimiz topraklarımız ve birçok diğer çevre sorunu yaşamımızın bir parçası haline gelirken, TEMA Vakfı hala umut olduğuna inanıyor. Bunun için, zaman kapsülü uygulaması ile bugünün umutlarını alıyor ve yarının gerçeklerine taşıyor. Bugünün birçok çevre sorununu, 20 yıl sonra, hatıra olarak hatırlamak için mücadelesine aralıksız devam ederken, diğer taraftan da umutları, hayatı geleceğe taşımayı amaçlıyor. 40’ncı yaşında açılacak Zaman Kapsülü ile 20 yıl sonra bu mücadelenin ulaşacağı noktayı bugünden tahmin etme, dilek ve mesajları iletmek için bir fırsat sunuyor.

TEMA Zaman Kapsülü’ne Nasıl Mesaj Atarım?
Zaman Kapsülü uygulamasıyla birlikte, herkesin ‘Gelecekteki TEMA’dan beklentisini öğrenmeyi ve bu beklentilerin ne kadarının gerçekleştiğini ölçmeyi hedefleyen TEMA Vakfı, Twitter üzerinden geleceğe dair mesajları bekliyor: https://twitter.com/temavakfi1992

Peyzajda renk uyumu..









Çimlendirme Nasıl Yapılır?


ÇİMLENDİRME

1.       Çimlendirme yapılacak alanın öncelikle toprağın alt yapısının iyi drene edilmesidir. Yani suyun sağlıklı bir şekilde alt katmanlara iletilmesidir. Çimlendirme toprağı süzek olmalıdır. (yada toprağın altına drenaj boruları döşenmelidir.)

2.       Toprağın fiziki yapısı çok gevşek olmalıdır.  Çünkü 1 m2 de  10.000 tane çim tanesi vardır. Köklerinin sağlıklı gelişebilmesi için gevşek yapıda bir toprağa ihtiyaç vardır.
 
 
ÇİM ALAN NASIL OLUŞTURULUR?

 İlk olarak yerinde ekmek suretiyle çim ekmek yada rulo çim yöntemi mevcuttur.

Hazır çimin avantajı 1 günde yemyeşil bir alan sunmaktır. Dezavantajı ise baksa bir yerde yetişmiş bir alanın adaptasyon sorunu yaşamasıdır.

Ayrıca yazın çim ekimi için uygun zaman değildir. En uygun zaman ilkbahar ve sonbahar dır. Fakat hazır çim de mevsim çok ta önemli değildir. Havanın müsait olduğu zaman ekimi yapılabilir ama genede ilkbahar ve sonbahar tercih edilirse daha iyi sonuç alınacaktır.

 EKME ÇİM NASIL SULANIR?

Çimin ilkbahar dan sonbahara kadar kesinlikle toprağının kuru kalmaması için sürekli sulanmalıdır.

Suyun çime yavaş yavaş verilmesi gerekir. Buda yağmurlama sistemiyle olur.

Kışın çimler de dinlenme moduna girer. Ama yaşamlarını genede sürdürürler. O yüzden kışında çimleri sulamak gerekir.
 
 
EKME ÇİM NASIL BİÇİLİR?

Çim biçilirken püf noktalar vardır. 1m2 de 10.000 tane çim çıktığında taoprağın fiziksel yapısında bir değişiklik olur. Çim çıkarken toprağı kabartır. O yüzden biçim yapılacak alanın öncelikle bir silindir ile ezilmesi  gerekir. Bu esnada kabaran toprak yerine oturur. Ve çimin kökleriyle  toprağın teması gerçekleşir. Ve çim alan sulanır. 2 gün sonra biçilir. Biçilmeden önce ilk çimin uz. 7-8 cm olması gerekir. Çim  1-2 cm eksiğinden kesilir. Çim yapılacak makinenin bıçağının çok keskin olması gerekir. İlk biçimin ise 4-5 cm üzerinde yapılması istenir.

 EKME ÇİMİN SARARMAMASI İÇİN NELERE DİKKAT EDİLİR?

Az sulama yada fazla sulama,besin noksanlığı çimin sararması için önemli etkenlerdir. Özellikle demir eksikliğinde çim sararır. Sulaması uygun bir şekilde yapılan,besin elementleri verilen ve havalandırması yapılan  bir ortamda sararma mümkün değildir. Eğer sararma oluyorsa bu sorun var demektir.

Güneş ışığının fazlalığında sararmada bir etkendir.

Bunun  için yapılabilecek birkaç tane tedbir vardır. Öncelikle biçim yapılacak çimin 1-2 cm yukarda biçilirse,güneş ışığının direkt toprağa girmesini ve toprağı kurutmasını engeller. Ayrıca çim biçme makinelerinin sepeti çıkarılırsa,biçilen atıklar çim üzerinde kalır ve o tabakada çimin dibinin kurumasını engeller ve çimin bir süre daha yeşil kalmasına neden olur. Ama şöyle de bir şey vardır ki çim atıkları  çok aşırı şartlarda yapılması gereken bu durumdur. Çünkü çim artıkları mantarlaşmaya neden olur. O yüzden bir süre sonra bunların tırmıkla temizlenmesi gereklidir.

 
ÇİM İÇİN DOĞRU TOHUM TERCİHİ NASIL YAPILMALIDIR?

Çim için uygun tohum  değişik  çayır tohumlarının ıslah edilmiş olmasıdır. Dolayısıyla her bir tohumun istediği  iklim koşulları farklıdır. Biri gölge diğeri güneşi isteyebilir. Ancak sağlıklı bir alan oluşturmak için çim tohumlarından bir karma yapılır. Bu karma iklim koşullarının, su isteğine,toprak ve çevre koşullarına göre yapılmalıdır. Çim tohumlarının çeşidi direkt olarak çimin uzun ömürlü olmasında etken değildir. Düzenli  biçilen ve bakımı yapılan çimin ömrü sonsuzdur. Çimin ömrü eğer sağlıklı bir biçim yapılmazsa ,çimler tohuma kaçarsa,kartlaşırsa yarı ömrünü tamamlamış demektir. Bakımı yapılırsa ömrü 30 yıldır,yapılmazsa 10 gündür demektir.

Çim ekimi için toprağın ideal sıcaklığı 15 Cdir

Nisanda doğu bölgelere kaydıkça haziran ayında  ilkbahar çim ekimi yapılır.

Sonbaharda ise ekim-kasım aylarında çim ekimi sağlıklı olur.

Çim tohumları çok küçüktür  ve tohumlar elle serpilmek üzere ekilir. Ayrıca ekim yapılacağı zaman hava rüzgarsız olmalıdır.

1 Aralık 2012 Cumartesi

Şirin =)


Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Ormancılık.

Özellikle son yıllarda ön plana çıkan Coğrafi Bilgi Sistemleri yani CBS ne işe yarar?
Ormancılık açısından önemi nedir?

Aslında Cbs sadece ormancılıkta değil birçok sektörde geniş kullanım alanına sahiptir. Örneğin,


• Elektrik /Gaz İşletimi  • Telekomünikasyon • Taşımacılık • Maden/Petrol arama • Boru hatları
• Su ve atık su • Tıp / Sağlık hizmetleri • Hükümet faaliyetleri • Yerel yönetim • Jeoloji / yer bilimleri

• Perakendecilik • Askeri/istihbarat • Arazi kullanımı • Çevre yönetimi • İmar ve kadastro • Ziraat / tarım
• Risk yönetimi • Eğitimde • Spor alanında • ......ve diğerleri




Tabii ki bizim için en önemli faktör olan Ormancılıktaki kullanım alanı. Peki az önce söylediğimiz gibi Ormancılık açısından önemi nedir Cbs'nin?

* Silvikültürel müdahalelerde..
* Orman yangınları mücadelede...
* Erozyonla mücadelede...
* Yaban hayatını korumada...
* Doğal hayatı korumada...
* Ormanların izlenmesinde...
* Ormanların planlanmasında...
* Çevre yönetiminde...
* Planlamada...
* Arazi kullanımında...
* Doğal afet hizmetinde... vb. birçok alanda Cbs önemli bir yere sahiptir. Büyük kolaylıklar sağlaması ve güvenilir, doğru sonuçlar vermesi açısından Ormancılıkta hayati önem taşımaktadır.